Aşkın Yeri, Yaşı, Kimliği Yok
Alışkanlığa dönmeyene kadar, hala sürprizlerine devam edene kadar ve düşündükçe yüzündeki gülümsemeyi muhafaza edebildiğin ana kadar güzel şeydir aşk.
İçindeki tüm duyguları paylaşabildiğin, dinlendiğini, önemsendiğini iliklerine kadar hissettiğin zamana kadar.
Her zaman güzel bitmese de, ağlatsa da içten içe, güven duygunu kaybettirse de, nefreti bile tattırsa, insanoğlunun doğasında var aşk.
Bazen hiç tatmadığın duyguların yaratıcısına bazen de katiline aşık olursun. Seçemezsin aslında, kader çıkarır karşına ve yaşarsın. Dini, dili, ırkı, cinsiyeti yoktur aşkın.
Bir masum yüzü vardır, bir de yalnız yüzü.
Kış mevsimi melankoliktir. Daha bir uygundur aşk’a ve ayrılığa. Ne şarkılar yazılmış adına. Sezen neler anlatmış, Aysel ne aşklar yaşamış, Yıldız ne ayrılıkları dökmüş notalara.
Bazıları pop yazmış bazıları arabesk demiş aşk için. Sonra entrika katmışlar biraz da içine. Al sana acı çekmek için bir sebep.
Ah be Aysel ! Sen misin bu duyguları içimize işleten sözlerinle. Dönüp dolaşıp lafı ona getiriyorsan, alakasız bir yerde bile adını duyunca gözlerinin içi gülüyorsa, adını ağzından duymak ruhunu okşuyorsa ve dünyanın merkezine koymuşsan, sadece ona dokunmak ve zamanını ona harcamak istiyorsan, sürekli onu mutlu etmek için kendinden ödün veriyorsan ve bu yazdıklarımı kendi içinde onaylıyorsan tebrikler aşıksın demektir.
Slow aşk şarkılarının anlam kazanmaya başladığı ve sırf o arar diye telefonuna daha sık baktığın bu zamanın değerini bilmelisin.
Aşk geri gelmez ! Aşk beklemez !